Ana Sayfa
Zeytincilik Kanunu
Zeytin Çeşitleri
Zeytin Hastalıkları .
Sulama
Gübreleme
Hasat
Zeytinyağının Tanımı & Sınıflandırılması
Zeytinyağının Önemi
Zeytinyağı Haberleri
Zeytinyağı Niçin Kullanılmalı?
Zeytinyağının Sağlığa Faydaları
Zeytinyağının Depolanması
Zeytinyağının Yan Ürünleri
Zeytin ve Zeytinyağının Tarihçesi
Zeytinyağının Besin Ögeleri
Edremit Zeytinyağı Borsası
Ziyaretçi defteri
İletişim

Mut'tan Mutlu Haberler...

 

 
ERDOĞAN H. ŞENTÜRK

Mut yöresi ; geniş interlandı olan Akdeniz’in önemli liman kentlerinden Mersin’in ilçesidir. Coğrafi konum olarak Akdeniz Bölgesinin tam ortasında yer alarak İç Anadolu Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi arasında bir köprü görevindedir… Bu nedenle hem İç Anadolu’nun hem de Akdeniz’in özelliklerini bir arada barındırır. Zeytin ağaçları Toros Dağları’nın Güney yamaçlarına lokalize olmuş konumdadır.

Sahip olduğu farklı mikroklima ve kuru-acı poyrazlı iklimiyle zeytin haşerelerinin yetişmesine engel olarak ilaçsız zeytin tarımı için mükemmel bir ortam oluşturur. Böylece yöre olarak yetiştirdiğimiz zeytinler tamamen doğaldır ve dolgun aromalıdır. Ayrıca Mut yöresinde sanayi olmadığından havası ve suyu temizdir, ağaçlar içme suyuyla sulanıp, geleneksel olarak elle hasat edilmektedir.

Zeytin ağacı varlığı yaklaşık 10 milyon adet civarındadır, ancak bu zeytinlerin yaklaşık 5 milyon adeti son 3 senede toprakla buluşmuştur… Bu nedenle 5-6 yıl sonra Türkiye’de zeytinciliğin merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir…



ZAE ’den Zeytin ’in DNA ’sını çıkartacak proje

 

 
Arzu Alp
Dünya Gazetesi
18 Mayıs 2009,Pazartesi


Zeytincilik Araştırma Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Zeytinin DNA’sını çıkaracak proje ile zeytinyağında tağşiş sorunu çözülecek. Sektöre 72 yıldır hizmet veren ve gen bankasında 88 yerli çeşit bulunduran Zeytincilik Araştırma Enstitüsü, bugüne kadar 130 araştırma projesini sonuçlandırdı.
Zeytinciliğin merkez bankası konumundaki Zeytincilik Araştırma Enstitüsü (ZAE), TUBİTAK destekli Kamu Tarım Araştırma Programı kapsamındaki projesiyle uydu teknolojileriyle hem zeytin ağacı varlığını ortaya koyarak rekolte çalışmalarının daha doğru bir yöntemle tespit edilmesini sağlayacak hem de zeytin çeşitlerinin ve yağlarının DNA’sını çıkararak tağşişe çözüm olacak.

Zeytin konusunda Türkiye’nin tek araştırma merkezi olan ve bugüne kadar 130 araştırma projesini sonuçlandıran ZAE, bütçesi 1 milyon 535 bin 370 TL olan “ Uzaktan algılama tekniği ile Zeytin Ağaç envanterinin çıkartılması, Zeytin çeşitlerinin ve yağlarının DNA markörlerinin yardımı ile Karakterizasyonu ve kayıt altına alınması “ adını taşıyan 3 yıllık proje ile zeytincilik sektörüne yeni bir açılım sağlayacak.

1937 yılından bu yana faaliyet gösteren ZAE’nin Genel Müdürü Dr. Seyfi Özışık, projenin iki iş paketinden oluştuğunu söyleyerek, “Türkiye’deki zeytin ağacı sayısı tam olarak bilinemiyor. Buna bağlı olarak rekolte tahminleri heyet marifetiyle ve beyan esası üzerine hesaplanıyor. Tam bir bilimsel metot uygulama şansı yok. Ama Avrupa Birliği’ne giriş sürecinde kayıtlar çok önemli. Buradaki asıl amacımız gerçek ağaç sayısını bulmak. Uydu teknolojileriyle ve Ege Üniversitesi Ziraat fakültesi’nin geliştirdiği özel bir yöntemle yer çalışmalarıyla doğrulanmak suretiyle tespit edeceğiz. Öncelikle 3 yıllık süreçte pilot bölge olarak seçtiğimiz Akhisar ve Urla’da çalışacağız. Daha sonra 10 yıllık süreçte İzmir, Ege Bölgesi, ve tüm Türkiye hedefleniyor.” Bilgilerini verdi.

Genetik Haritası çıkartılacak

Çeşitlerin ve çeşide özgü zeytinyağlarının DNA markörleri ile tanımlanmasının genetik bir çalışma olduğunu belirten Özışık, çeşitlerin morfolojik ve agronomik özelliklerini de tespit ederek bakanlığın yetkili birimlerine tescil ettirdiklerini bildirdi. Özışık, sözlerine şöyle devam etti: “Ayvalık zeytininden elde edilen bir zeytinyağı ibaresi düşünelim. Bu çalışmayla acaba bunun içeriğinde hakikaten etiketin üzerinde yazılan doğru mu yoksa başka yörelerin yağlarıyla karıştırılmış mı anlaşılacak. Diyelim ki Türkiye’de yüzde 40-45 ağaç varlığına sahip memecik çeşidi bulunuyor. Bundan elde edilen yağların kendine özgü karakteri var. Ama bu şu anda genetik haritası çıkartılmadığı için tam olarak bilinmiyor. Bizim yapacağımız çalışma sonucunda onun genetik haritası çıkarılacağı için daha sonra herhangi bir çeşitle karışımı ya da o olup olmadığı konusunda yapılan analizler sonucunda ortaya çıkarmak mümkün olacak. Bu da tağşiş sorununa önemli ölçüde çözüm getirecek.”

Gen Bankasında Tesciller Tamam

Şu anda gen bankalarında 88 yerli çeşitleri bulunduğunu hatırlatan Özışık, “Bu çeşitleri tescil ettirdik. Aynı zamanda AB’deki formlara uygun olarak yapılan çalışmalarda tescil ettirildi. Bir de markör düzeyinde tanımlamalarını da yaptıktan sonra yine ilgili merciler nezdinde birkez daha tescili düşünülüyor. Ayrıca zeytinyağlarının karakterizasyonuna da ihtiyaç var. Sektörde olası muhtemel sorunlara çözüm getirmek, coğrafi işaret, menşei konularında yetkili mercilerin daha iyi şekilde kullanılacağı verileri elde etmiş olacağız.” Diye konuştu.

Şu anda proje yürütülüyor

Özışık, sektörde 72 yıldır hizmet veren enstitünün bugüne kadar 130 araştırma projesini sonuçlandırdığını dile getirdi. Şu anda 15 projenin yürütüldüğünü hatırlatan Özışık, geçen yıl 2 projenin sonuçlandırıldığını dile getirdi. Özışık bu projelerin organik zeytin yetiştiriciliğine yönelik olduğunu, şu anda halihazırda yürüyen proje sayılarının 15 olduğunu bildirdi.

Islah çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Özışık, 2 bin 800 civarında melez çeşit adayının söz konusu olduğunu dile getirdi.

Özışık, bunların da ileride karakterizasyonunu yapmayı planladıklarını belirtti. Yine ıslah çalışmalarının bir bölümü olarak kolon seleksiyonu çalışmaları olduğunu anlatan Özışık, “Kolon seleksiyonu çalışmaları sonucunda bir çeşit içerisinden seçilen en üstün fertlerin karakterizasyon yönünden kimliklerinin tespitiyle ilgili çalışmalar yapılacak. Bu çalışmalar fidan yetiştiriciliğinde yanlış üretimlere de ışık tutacak” diye konuştu.

Özışık, Ege üniversitesi Ziraat Fakültesi ve enstitüden olmak üzere toplam 24 kişilik bir ekiple projenin yürütüldüğünü dile getirdi.



Şarap ve zeytinyağı fuarına yabancı akını

 

 
Referans-İzmir
15 Mayıs 2009,Cuma


Bu yıl 21-24 Mayıs tarihleri arasında altıncı kez İzmir'de düzenlenecek olan VINOLIVE-Zeytin, Zeytinyağı, Şarap ve Teknolojileri Fuarı'na rekor sayıda yabancı firmanın yanı sıra merkezi Madrid'de olan Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC) Dönem Başkanı Jamal Al Batsh da katılacak. Al Batsh ve beraberindeki heyet, fuarı ziyaret ederken Türkiye'nin IOC'ye yeniden üye olmasına ilişkin çeşitli temaslarda bulunacak.
Zeytin, zeytinyağı, şarap ve teknolojilerinin sergileneceği fuara, IOC yetkililerinin yanı sıra Azerbaycan, Almanya, Bulgaristan, Macaristan, Cezayir, Fas, Filistin, Fransa, Gürcistan, Moldova, İspanya, İsrail, İtalya, KKTC, Lübnan, Mısır, Libya, Tunus, Romanya, Suriye, Ürdün ve Yunanistan'dan ziyaretçiler bekleniyor.
Bu arada VINOLIVE 2009'a yüz elliyi aşkın firmanın katılması kesinleşti. Bu firmalardan 50'si yabancı firma ve temsilciliklerden oluşuyor. Profesyonel ziyaretçiye yönelik bir ihtisas fuarı olarak gerçekleştirilen VINOLIVE'in katılımcı ve ziyaretçi profilini sektör üretici ve alıcıları, makine-yedek parça ve yan sanayi üreticileri, ziraatçiler, sektör tedarikçileri, lojistik destek hizmeti veren kuruluşlar, sektörel dernek ve birlikler, otel ve zincir marketler oluşturuyor.
İzmir Fuarcılık Hizmetleri AŞ (İZFAŞ) Genel Müdürü Doğan İşleyen, "VINOLIVE Fuarı'nda bu yıl ciddi bir yabancı ilgisiyle karşı karşıyayız. Sektörle ortak hareket etme kararlılığının olumlu sonuçlarını ve İZFAŞ'ın yaptığı yurtdışı tanıtım çalışmalarının yararını görüyoruz. Türk zeytin, zeytinyağı ve şarap sektörü, yabancı ülkelerde de dikkatle takip ediliyor" dedi.

Antakya'dan çıkarma
Bu yılki fuara Tariş, Marmarabirlik, Köy-Koop, D'olive, Orkide, Ravika, Selesta, Verde gibi sektörün öncüsü markalar ile Avcı, Hakkıustaoğulları, Ketmak, Kocamaz, Ozanlar, Polat, Tamtartı, Teknikiş gibi sektöre teknoloji üretenler firmalar ve aralarında Cesare, Denge, Kaplamin ve Turuncu'nun da bulunduğu ambalaj grubu üreticileri katılıyor. Zeytin, zeytinyağı, şarap ve teknolojilerinin sergileneceği fuara, en yoğun katılımlardan birini ise Antakyalı zeytin, zeytinyağı ve zeytinyağı sabunu üreticileri yapacak. Antakya Ticaret ve Sanayi Odası ve Antakya Ticaret Borsası çatısı altında 22 firmanın katılacağı fuarda Antakya, 216 metrekare alanda ürünlerini tanıtacak.









ZEYTİN YAĞI MUCİZESİ
Kalp ve damar hastalıklarından koruyucu tesiri olan, kandaki kolesterolü kontrol altında tutan zeytinyağı, kolay hazmedildiği gibi çocuklar için de büyük önem taşıyor. Sağlıklı bir hayat için günlük beslenme rejiminde zeytinyağının mutlaka yer alması gerekiyor. Prof. Dr. Gülden Köksal, “Akdeniz tipi beslenenler diğerlerine göre en az 10 yıl daha fazla yaşıyor” dedi. Akdeniz diyetinde zeytinyağının mümkün oldukça çiğ olarak tüketilmesi isteniyor. Bu çeşit bir diyetin özellikleri sayılırken en başta ömrün uzama imkânı ifade ediliyor. Ayrıca, “Yaşlılığı önleyici ve yaşlılıkta kaliteli bir yaşayışa tesiri bulunuyor. Kalp, damar hastalıkları daha az görülüyor. Bağırsak ve mide kanserine daha az yakalanılıyor. Fazla kilo almaya sebep olmadığı için de sıhhatli bir yaşayış sağlıyor.” deniliyor. “Zeytinyağı mucizesi” başlıklı haberde, Prof. Köksal’ın şu tavsiyelerine de yer veriliyor: “Akdeniz tipi beslenmede sırasıyla kurubaklagiller, pirinç, bulgur, sebze ve meyveler, zeytinyağı, balık, süt ve doymuş yağlar alınmalı. Margarin tüketimi en aza indirilmeli. Balık sık tüketilmeli.”

 

İtalyan beslenme uzmanı Prof. Dr. Flaminio Fidanza da, “Akdeniz diyetinde yer alan zeytinyağındaki E vitamini, beta karoten ve antioksidanlar, yaşlanmayı geciktiriyor, kalp-damar hastalıklarına karşı koruyor. Bu diyetle bilhassa kadınlar gençliklerini uzun yıllar koruyabilirler. Vücutta yaşlanmaya sebep olan serbest radikallere karşı zeytinyağı içindeki maddeler koruyucu bir yapı taşı oluşturuyor. Mide kanserine karşı koruyor.

 

Biz günde kişi başına 30-50 gram zeytinyağı tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Tercihimiz de sızma zeytinyağından yana... 1958 yılından bu yana yaptığımız araştırmanın neticelerine göre Akdeniz ülkelerinde her 10 bin kişiden 284’ü kalp hastalıklarından ölürken, diğer ülkelerde bu oran 10 binde 655” dedi. Yaklaşık 15 sene önce İzmirli bir esnafta Torbalı’dan geçerken, kendi köylerinin sularından söz etmiş, “Sağlıkçıların araştırmasına göre, bu suyu içen köylülerin çoğunun çeşitli hastalıklara tutulması gerektiğini, fakat zeytinyağını çokça kullandıkları için bu tehlikeden kurtuldukları tespit edildi” demiş. Yine doktorasını İtalya’da zeytin ve zeytinyağı üzerine yapan bir arkadaşımız da, zeytinyağının kendine has kokusunun ve özelliklerinin oluşmasını, bizzat bu yağda tespit edilen 200 çeşit bileşimin varlığına bağlamıştı. hayatıfarket.com

 

KUR’ÂN-I KERİM’DE İSMİ GEÇİYOR

 

Kur’Ân-I Kerim’in “Tin Suresi”nde incire ve zeytine yemin edilmiştir. Kur’ân’da üzerlerine yemin edilen varlıkların insanların ülfet ve ünsiyetle bakıp sıradan zannettikleri şeylerin aslında üzerlerinde dikkatle durup incelemeleri gerektiğini anlatmak içindir. Mesela; zeytin ele alınacak olursa, meyve ve yağ olarak çok kıymetli ve sağlığa faydalı bir gıdadır. Ticari hayatımızda rolü büyüktür. Zeytinyağından sabunlar yine sıhhat için önemlidir. Eskiden zeytin yağı, yakılarak aydınlatmada da kullanılıyordu. Eczacılıkta, ilaç sanayiinde de önemi büyüktür. 




BİLİNMEYEN YÖNLERİYLE ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI
Tarih: 10.05.2009 Saat: 21:17
Konu: ZEYTİN YAĞI


Akdeniz diyetinde zeytinyağının mümkün oldukça çiğ olarak tüketilmesi isteniyor.

Bu çeşit bir diyetin özellikleri sayılırken en başta ömrün uzama imkânı ifade ediliyor. İşte bilinmeyen yönleri ile zeytin ve zeytinyağı..
Ayşegül Aydoğan’ın, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gülden Köksal’a dayanarak yaptığı habere göre zeytin ve zeytinyağı Akdeniz tipi beslenmenin temel direğini oluşturuyor. Kalp ve damar hastalıklarından koruyucu tesiri olan, kandaki kolesterolü kontrol altında tutan zeytinyağı, kolay hazmedildiği gibi çocuklar için de büyük önem taşıyor.

Sağlıklı bir hayat için günlük beslenme rejiminde zeytinyağının mutlaka yer alması gerekiyor. Prof. Dr. Gülden Köksal, “Akdeniz tipi beslenenler diğerlerine göre en az 10 yıl daha fazla yaşıyor.” diyor.

Akdeniz diyetinde zeytinyağının mümkün oldukça çiğ olarak tüketilmesi isteniyor. Bu çeşit bir diyetin özellikleri sayılırken en başta ömrün uzama imkânı ifade ediliyor. Ayrıca, “Yaşlılığı önleyici ve yaşlılıkta kaliteli bir yaşayışa tesiri bulunuyor.

Kalp, damar hastalıkları daha az görülüyor. Bağırsak ve mide kanserine daha az yakalanılıyor. Fazla kilo almaya sebep olmadığı için de sıhhatli bir yaşayış sağlıyor.” deniliyor. “Zeytinyağı mucizesi” başlıklı haberde, Prof. Köksal’ın şu tavsiyelerine de yer veriliyor: “Akdeniz tipi beslenmede sırasıyla kurubaklagiller, pirinç, bulgur, sebze ve meyveler, zeytinyağı, balık, süt ve doymuş yağlar alınmalı. Margarin tüketimi en aza indirilmeli. Balık sık tüketilmeli.”

Sibel Güneş’in haberinde de İtalyan beslenme uzmanı Prof. Dr. Flaminio Fidanza, “Akdeniz diyetinde yer alan zeytinyağındaki E vitamini, beta karoten ve antioksidanlar, yaşlanmayı geciktiriyor, kalp-damar hastalıklarına karşı koruyor.





İHRACATI ZEYTİN SIRTLADI
Tarih: 10.05.2009 Saat: 21:03
Konu: ZEYTİN


Bursa'dan yapılan yaş meyve sebze ihracatı, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre yüzde 14,18'lik düşüşle 4 milyon 346 bin dolara geriledi.

İhracat, bir önceki yıl Nisan ayında 5 milyon 64 bin dolar olarak gerçekleşmişti.

Uludağ İhracatçı Birlikleri'nin (UİB) verilerine göre, yaş meyve sebze ihracatı 2009 Ocak ayında yüzde 23 gerileyerek 3 milyon 500 bin 490 dolar, Şubat'ta yüzde 0,40 gerileyerek 4 milyon 178 bin 227 dolar, Mart'ta yüzde 7,58 gerileyerek 4 milyon 774 bin 6 dolar, Nisan ayında ise 4 milyon 346 bin dolar şeklinde gerçekleşti. Yılın ilk 4 ayındaki toplam ihracat ise 16 milyon 799 bin dolara ulaştı.

Yaş meyve sebze ihracatında en yüksek payı ise yüzde 52,4'lük ihracatla zeytin üstlendi. Ocak-Nisan döneminde yapılan 16,7 milyon dolarlık toplam yaş meyve sebze ihracatının 8 milyon 813 bin dolarlık bölümünü zeytin, 1 milyon 197 bin dolarlık bölümünü yaş meyve, 399 bin dolarlık bölümünü turunçgiller, 6 milyon 386 bin dolarlık bölümünü yaş meyve sebze ve 3 bin dolarlık bölümünü de çay oluşturdu.

4 aylık ihracatta gerileme gösteren ürünlerin başında ise yüzde 89.1 ile üzüm geldi. Bunu 61,9 ile kavun, yüzde 43,5 ile erik, yüzde 25,7 ile nar, çilek, greyfurt, soğan, pırasa, karnıbahar ve lahana izledi.

İhracat yapılan ülkeler arasında 8 milyon 577 bin dolarla Almanya ilk sırada yer alırken, ikinci sırada yüzde 208,8 oranında artışla 1 milyon 494 bin 872 dolara ulaşan Bulgaristan'a yer aldı. Bu ülkeleri, Yunanistan, İsviçre, İngiltere, Hollanda, Fransa, Romanya, ABD, Avusturya ve Irak takip etti.

Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birliği (UYMSİB) Başkanı Dr. Salih Çalı, son 9 aylık dönemde yaş meyve sebze ihracatında özellikle AB ve Rusya Federasyonu'na olan ihracatta gerileme olduğunu söyledi. Bu yıl iklim yönüyle rekolte açısından sıkıntı olmayacağını beklediklerini ifade eden Dr. Çalı, sadece global krizden kaynaklanan sorunların yanında, ilaç kalıntısı gibi teknik sorunların olabileceğini vurguladı.








ZEYTİN BAKIM KURSUNU TAMAMLAYANLARA SERTİFİKA
Tarih: 10.05.2009 Saat: 20:55
Konu: ZEYTİN


Didim'de düzenlenen "Zeytin Bakım, Budama ve Zirai Mücadele" kursunu başarıyla tamamlayan kursiyerler sertifikalarını aldı.

Ziraat Odası Başkanı Ahmet Çetin, "Tüm tarım ürünlerini içine alacak bir kırsal kalkınma kooperatifi kurma çalışmalarımız sürüyor. Bu kooperatifler aracılığıyla ürünlerimizin pazar sorununa da çare bulacağız" dedi.

Didim İlçe Tarım Müdürlüğü, Didim Halk Eğitim Merkezi ve Didim Ziraat Odası işbirliğiyle düzenlenen "Zeytin Bakım, Budama ve Zirai Mücadele" kursunu başarıyla tamamlayan kursiyerler sertifikalarını aldı.Didim Ticaret Odası toplantı salonunda düzenlenen törene Didim Kaymakamı Ali Katırcı, Cumhuriyet Başsavcısı Sacit Akdağ, Belediye Başkan Yardımcısı Süleyman Böcü, İl Tarım Müdürü Sadettin Öztürk, İl Kültür ve Turizm Müdürü Nuri Aktakka, davetliler ile kursiyerlere katıldı.
Töreninin açılışında konuşan Didim Ziraat Odası Başkanı Ahmet Çetin, "İlçemizde ve köylerde zeytin üzerinde yoğun bir ilgi var. Bu ilgi zeytin sayısını da ilçemizde arttırdı ama ileride bu ürünleri satacağımız pazar sorunuyla karşı karşıya olacağız. Bu amaçla ilçemizde 3 tane kooperatif kurulması için çalışma başlattık. Didim merkezde tüm tarım ürünlerini içine alacak bir kırsal kalkınma kooperatifi kurma çalışmalarımız sürüyor. Bu kooperatifler aracılığıyla ürünlerimizin Pazar sorununa da çare bulacağız" dedi.


TARIMDA BİLİNÇİ OLMAK ÇOK ÖNEMLİ


İl Tarım Müdürü Sadettin Öztürk de, Aydın ve çevresinde zeytincilik tarımının geliştiğini söyleyerek, "Bu anlamda Didim'de zeytin sayısı her geçen yıl artış gösterdi. Turizm kenti olan Didim'de Tarım alanlarının da bu şekilde değerlendirilmesi önemli. Atıl vaziyette kalan yerler toprak reformu sayesinde zeytinlerle dolduruldu. Bu kapsamda yapılan bu çalışmaların karşılıksız kalmamamsı için Didim'in zeytin'de marka olması gerekiyor. İklimi, havası ve doğası gereği bu ortamlar müsait. İnsanı da bu konuda girişimci, bizde bu anlamda üzerimize düşen ne görev varsa yapmaya hazırız. Maalesef halen üreticimiz atadan dededen kala yöntemlerle çalışmalarını sürdürüyor. Tarımda bilinçli, eğitimli olmak önemli" diye konuştu.


56 KURSİYER KATILDI


Didim'de yakın zamanda zeytin ağacı sayısının 1 milyonu geçeceğine işaret eden Kaymakam Katırcı ise, "İlçemiz merkez ile Akyeniköy ve Akbük'te zeytincilik konusunda çalışmalar yapılıyor. Bu anlamda Didim sadece zeytin değil organik tarımın yapılması açısından da önemli, Çok geniş araziler mevcut, gerek AB gerekse Bakanlık desteklemeleriyle burada önemli adımlar atılabilir. Ürettiğiniz malın yakın geçmişte bir Pazar sorunu olacak, Bu anlamda Dünya pazarında yer almak istiyorsak, birleşmeliyiz Bunu da kooperatifler aracığıyla yapabiliriz. Bu anlamda malımızın veyahut ürünümüzün de kaliteli olmasını istiyorsak eğitimlere önem vermeliyiz" şeklinde konuştu. Törende yapılan konuşmaların ardından "Zeytin Bakım, Budama ve Zirai Mücadele" kursuna katılan ve başarıyla tamamlayan 56 kursiyere sertifikaları törenle verildi.






ZEYTİNİN BİLİNMEYEN FAYDALARI
Tarih: 26.04.2009 Saat: 20:28
Konu: SAĞLIK


Kahvaltı masalarının vazgeçilmezi olan zeytininin faydalarını biliyor musunuz? İşte şaşırtan faydaları.

*Zeytinyağı hipertansiyon gibi hastalıklara karşı etkili sonuçlar veriyor.

*A, D, E ve K vitaminleri açısından çok zengin içerikli.

*Zeytin ve zeytinyağında hücre yenileyici ve yaşlanmayı geciktirici ‘’Oleuropein’’ maddesi bulunuyor. Bu madde başta ABD olmak üzere birçok gelişmiş ülkede kansere karşı yapılan ilaçlarda kullanılıyor.

*Zeytinyağını diğer bitkisel yağlardan ayıran en önemli özellik, oleik asit zenginliği. Bu asit özellikle meme kanserini tetikleyen (Her-2/ Neu) veya (ERB B-2) kötü genlerini durdurma özelliğine sahip.

*Sindirim sistemi hastalıklarına da zeytinyağı öneriliyor. Çünkü, bu yağ tamamen doymamış yağ asitleri içeriyor. Böylece bu asitler vücutta biriken toksinlerin dışarı atılmasını sağlıyor.

Güzelliğe de etkili

* Zeytinyağı en doğal kozmetik malzemesi.

*Zeytin egzamayı ve saçların dökülmesini önlüyor.

*Banyodan sonra cilde zeytinyağı ile masaj yapılırsa hücrelerin yenilenmesi sağlanıyor. 





ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ YUTMAK FAYDALI DEĞİL!
Tarih: 26.04.2009 Saat: 20:25
Konu: ZEYTİN


Zeytin, sağlık için son derece faydalı bir bitki. Peki çekirdeği? Son zamanlarda birçok kişi zeytin çekirdeğinin mide, bağırsak ve hemoroite iyi geldiğini düşünüyor.

Bu kanaate internette dolaşan bir yazı sebep oldu. Kimliği belirsiz birinin 'zeytin çekirdeği yutuyorum, hemoroit ve mide sorunum kalmadı

Siz de kahvaltıda çekirdekleri atmayın yutun' önerisi e-postalar arasında dolaşıyor. Hatta Kocaeli'nden bir tüccar zeytin çekirdeğini toz haline getirip aktarlarda satmaya başladı.

Herkesin dilinde olan bu mucizenin (!) gerçekten faydalı olup olmadığını uzmanlara sorduk. Tıbbi bitkiler uzmanı Prof. Dr. Kerim Alpınar da son günlerde konuyla ilgili onlarca soruya muhatap olmuş. Çok sayıda insanın zeytin çekirdeği yuttuğuna tanık olmuş. Alpınar, zeytin çekirdeği yutmanın hiçbir faydası olmadığını, bilakis zararlı olduğunu vurguluyor. e-postada yazdığı gibi çok sayıda zeytin çekirdeğinin yutulmasının bir felakete yol açabileceğini söyleyen Alpınar'a genel cerrah Cenap Şirin de hak veriyor. Bugüne kadar 14 bin hemoroit hastası tedavi eden Şirin bunu şöyle açıklıyor: "Zeytin çekirdeğinin iki ucu da sivridir ve çekirdeği mide öğütemez. Dolayısıyla zeytin çekirdeğinin sivri uçları bağırsaklarda tahrişe sebep olabilir. Yine hemoroitli hastaların yaralarını parçalayabilir." Şirin, hemoroit hastalarının doktora gitmekten utandıkları için duydukları her yöntemi denediklerini ve istismarların kurbanı olduklarını anlatıyor. Zaten bütün bu yöntemlere rağmen sonuç bulamadıkları için nihayetinde doktora gitmek zorunda kalıyorlar. İnsanlar sadece zeytin çekirdeği yutmak değil, nohut yutmak, kaplumbağa kanı içmek, ısırgan otu sürmek gibi farklı yöntemler de deniyorlarmış. Hastaların bu tür yöntemlerle sonuç alamadıklarını söyleyen Cenap Şirin'e göre, rahatsızlığı olan kişi mutlaka doktora tedavi olmalı.






MANİSA"DA ZEYTİN AĞAÇLARI KURUYOR
Tarih: 26.04.2009 Saat: 20:17
Konu: ZEYTİN


Manisa'nın Saruhanlı ilçesinde, zeytin ağaçlarında ilk kez 2007 yılında görülen Verticillium hastalığının, bulaşıcı olması nedeniyle yaygınlaştığı ve farklı bölgelerdeki zeytin ağaçlarında da kuruma meydana geldiği belirtildi.



Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de ilk kez 1972 yılında Muğla'nın Milas ilçesinde görülen kuruma hastalığının 2007 yılında Saruhanlı'da da görülmeye başladığını öne sürerek, hastalığın farklı bölgelerdeki ağaçlarda da etkisini gösterdiğini ifade etti.

Verticillium hastalığının son 2 yılda iyice yaygınlaştığını öne süren Okur, şu bilgiyi verdi:

''Bölgemizde birçok zeytin ağacı kurudu. Hastalık budamada kullanılan makastan ve hatta tarlayı sürerken toprağın birbirine karışmasından bile bulaşabiliyor. Çağımızın vebası denilen Verticillium hastalığının bu yılda başımıza dertler açacağından korkuyoruz. Zeytinde kuruma milli ekonomiye ve üreticiye zarar veriyor. Bu hastalığın çaresi de yok. Sadece hastalığın etkisi azaltılabiliyor. Bunun için hastalıklı ağaçta kullanılan malzemelerin iyice temizlenmesi gerekiyor. Bulaşıcı bir hastalık, bunu önleyecek bir ilaç geliştirilmezse çok büyük kayıplara uğrayabiliriz.''

''HASTALIĞIN ÇARESİ YOK''

Saruhanlı İlçe Tarım Müdürlüğünden yapılan açıklamadaysa, hastalığın çaresinin olmadığı, ancak, hastalık görülen tarlanın buğday ekilerek dinlendirilmesi sonucu müdahale yapılabileceği bildirildi.

İlçe Tarım yetkilileri şu bilgiyi verdi:

''Kuruma hastalığı toprakta 10 yıl canlı yaşayan 'Verticillium Dahliae' adı verilen bir mantardan oluşuyor. Hastalığın çaresi yok. İlaçla tedavisi yok. Alınabilecek tedbir ise, hastalık olduğu tespit edilen arazi üzerinde en az 3 yıl buğday ekilmeli ve tarla dinlendirilmelidir.''

''NEDEN KAYNAKLANIYOR''

Hastalığın başlıca sebebinin bilinçsiz üretiminde kaynaklandığı ifade edildi. Yetkililer, hastalığın sertifikalı fidan kullanılmamasından, köklerde yara açacak şekilde derin sürümlerin yapılmasından ve salma sulama sistemiyle sulama yapılmasından kaynaklandığını iddia edildi. 





ZEYTİNYAĞINDA HEDEF DÜNYA PAZARI
Tarih: 21.02.2009 Saat: 22:54
Konu: ZEYTİN YAĞI


Ağaç sayısına paralel olarak üretimin de arttığı zeytinyağında, yeni pazar arayışları sayesinde Çin'den Kanada'ya, ABD'den Fil Dişi Sahilleri'ne kadar 60'a yakın ülkeye ihracat gerçekleştirildiği bildirildi.

Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Dr. Mustafa Tan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomik krizin etkisiyle çoğu sektörde gözlenen ihracat düşüşünün zeytinyağı sektöründe yaşanmadığını söyledi.

Son 5 yılda dikilen fidanlar sayesinde Türkiye zeytin ağacı varlığının 150 milyona ulaştığını anımsatan Tan, ''Şu an için ağaç sayısı bakımından İspanya, İtalya, Yunanistan ve Tunus'un ardından 5'İnci sıradayız. 5 yılda yaklaşık 35-40 milyon zeytin fidanı dikildi, önümüzdeki 5 yılda da aynı süreç devam ederse, dünya ikinciliğini yakalarız. Hedefimiz ise liderliği İspanya'dan almak'' dedi.

Son iki yılın ortalamasına göre Türkiye'nin zeytinyağı üretiminin 115 bin ton civarında olduğunu bildiren Tan, geçen yılın aynı dönemine göre zeytinyağı ihracatındaki artış oranının küresel ekonomik krize rağmen yüzde 29, kutulu ihracat artışının ise yüzde 62 civarında gerçekleştiğini bildirdi.

Toplam ihracatta yüzde 25'lik bir düşüş görülse de bu düşüşün genelde dökme zeytinyağı ihracatından kaynaklandığını ifade eden Tan, şöyle konuştu:

''Biz dökme zeytinyağından ziyade üzerinde 'Made in Turkey' yazan markalı ambalajlı, kutulu ihracat peşindeyiz ve bunda da iyi bir yoldayız. Türk ihracatçısı artık kutulu ve ambalajlı ihracatı öğrendi. Çin'den, Kanada'ya ABD'den Fil Dişi Sahilleri'ne kadar ihracat yapıyoruz. İhracat rakamları da ülke sayısına paralel her geçen yıl artıyor.''

Tan, sektörün iyi bir ivme yakaladığını belirterek, Çin Halk Cumhuriyeti'ne gerçekleştirilen ihracatın 57 tondan 77 tona, Fil Dişi Sahilleri'ne yapılan ihracatın 120'den 498 tona, İsrail'e yapılan ihracatın 41'den 72 tona, Norveç'e yapılan ihracatın 51'den 90, Singapur'a yapılan ihracatın ise 26 tondan 51 tona ulaştığını bildirdi.

Tan, ayrıca ABD'ye ve Birleşik Arap Emirliklerine yapılan ihracatının da yüzde 100'e varan oranlarda artış gösterdiğini belirtirken, ilk kez girilen Lübnan, Maldiv Adaları, Makedonya gibi pazarlara da önemli oranda ihracat gerçekleştirildiğini söyledi.

Dünyada zeytinyağına sürekli artan bir talep olduğunu anlatan Tan, diğer sektörlerde umduğunu bulamayan ihracatçıları ise zeytinyağı sektörüne davet etti. Özellikle Adana yöresinde dünya pazarlarını iyi bilen tekstil sektörü temsilcilerinin zeytinyağı pazarına girebileceğini öneren Tan, yeni aktörlerle sektörün umulandan daha iyi seviyeye gelebileceğini kaydetti.

-''ULUSLARARASI ZEYTİNYAĞI KONSEYİNE YENİDEN GİRMELİYİZ''-

Türkiye'nin merkezi Madrid'te bulunan Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'nden hükümetin aldığı bir kararla 1998'de ayrıldığını anımsatan Tan, uluslararası pazarlarda daha iyi tanıtım ve imaj için konseye yeniden girme çabaları başlattıklarını bildirdi.

Türkiye'nin yokluğunda Suriye ve Tunus'un boşluğu doldurduğunu anlatan Tan, ''konseye girdikten sonra da, etkinliğimizi kısa sürede yeniden artırarak, söz sahibi olmalıyız'' dedi.





                                      SAZAK ZEYTİNCİLİK  ve ZEYTİNYAĞI
                                     e-mail:sazakzeytincilik@hotmail.com
                                  
Tarih: 12.05.2009 Saat: 00:39
Konu: ZEYTİN YAĞI


Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gülden Köksal’a göre, zeytin ve zeytinyağı Akdeniz tipi beslenmenin temel direğini oluşturuyor


Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol